Sağlıklı beslenme açısından beyaz et; kaliteli protein, düşük yağ ve vitamin-mineral içeriği nedeniyle son derece iyi bir kaynaktır. Kırmızı etlere göre uygun olan fiyatı ile de aile bütçesinin dostudur. Vücutta yeni dokuların yapımı, varolanların sağlığının devamı ve onarımı için proteinler hayati önem taşır. Büyüme, gelişme, sağlıklı yaşamın sürdürülmesindeki rolü tartışmasız olan proteinler, aminoasitlerden oluşur. İnsan vücudunda yirmi farklı aminoasit vardır ve bunlardan sekizi esansiyel olarak adlandırılır. Vücuda dengeli şekilde alınmaları gereklidir. Aminoasit içeriği dengeli olan beyaz etlerin protein kalitesi yüksek ve vücutta kullanımları kolaydır.
Yağlar; doymuş ve doymamış yağlar olarak ikiye ayrılır. Vücuda belirli oranlarda alınmaları gerekir. Doymuş yağların fazla miktarda alımı kalp sağlığı açısından risk yaratır. Hayvansal kaynaklı gıdaların doymuş yağ içerikleri yüksektir. Beyaz etlerin derisiz göğüs kısmı başta olmak üzere doymuş yağ ve kolesterol içerikleri kırmızı etlere göre oldukça düşüktür. Buna karşın sağlıklı yaşama katkıları olan doymamış yağ içeriği zengindir. Kan yağlarının yükselmemesi açısından beyaz et tüketimi yararlıdır.
B grubu vitaminlerinden niasin, B6 ve B12 vitaminleri için beyaz etler kaynak teşkil ederler. B grubu vitaminleri suda eriyen vitaminlerdir. Vücutta depolanamazlar. Bu sebeple günlük olarak alınmaları gerekir. Beyaz et tüketimi ile özellikle ishal, deri sorunları ve depresyon gibi belirtileri olan, niasin yetersizliğine bağlı olarak oluşabilen Pellegra hastalığı engellenir. İnsülin, hemoglobin ve antikorların üretimine yardımcı, sinir sisteminin çalışmasında ve böbreklerde taş oluşumun önlenmesinde rolü olan B6 vitamini; kırmızı kan hücrelerinin yapımına, sinir sistemi, bağışıklık sistemi ve kalp damar sağlığının korunmasına yardımcı olmak gibi birçok göreve sahip B12 vitamini ihtiyacının sağlanmasında da beyaz etler etkili olur.
Beyaz et; potasyum, fosfor ve demir başta olmak üzere mineral içeriği zengin bir besindir. Potasyum; kan basıncının düzenlenmesinde, sıvı ve mineral dengesinin sağlanmasında, sinir iletiminde ve kasların kasılmasında önemli görevlere sahiptir. Fosfor, vücutta en fazla bulunması gereken ikinci mineraldir. Kemik ve dişlerin sağlığının devamlılığında, enerji elde edilmesinde, böbreğin asitliğinin dengelenmesinde yardımcıdır. Demir ise hücrelere oksijen sağlanması ve kansızlığın engellenmesi gibi vücutta önemli birçok role sahip bir mineraldir. Beyaz etin yapısındaki lifler kısadır. Bu nedenle sindirimi kolaydır. Sindirim sistemi ile ilgili sıkıntı yaşayanlar, çocuklar ve yaşlılar için de rahat tüketilebilen bir besindir.
Düşük yağ içeriğine bağlı olarak beyaz etin enerjisi de düşüktür. Zayıflamak, aynı zamanda sağlıktan ve lezzetten vazgeçmek istemeyenler için kurtarıcıdır. Beyaz et tüketimi ile vücuda kaliteli protein, vücut için gerekli vitamin ve mineral alımı sağlanırken sağlığı tehlikeye sokabilecek fazla miktarda kolesterol ve doymuş yağ alımı da engellenmiş olur. Her yaş grubunun tüketebileceği beyaz etler, yeterli ve dengeli beslenmede sağlık bir besin olarak yardımcıdır.
Tazelik
Yumurtanın tazeliği; hava boşluğunun büyüklüğü ve sarısının durumu ile gözlenebilir. Yumurtanın geniş kısmının dibinde iki kabuk arasında tavuk yumurtladıktan sonra yumurtanın soğuması sırasında hava boşluğu oluşur. Taze yumurtada boşluk çok az olur. Yumurta bekledikçe hava boşluğu büyür. 5mm'den küçük hava boşluğu olan yumurta günlük, 8mm taze ve 12 mm'den büyük bayat olarak belirtilir. Ayrıca 1 litre suyun içine 100 gr tuz atıldığında yumurtanın hava boşluğunun büyüklüğüne bağlı olarak tazeliği test edilebilir. Taze yumurtalar dibe çökerken, biraz bayatlamış olanları sıvının içinde yükselir, bayat yumurtalar ise yüzeye çıkar. Taze bir yumurtanın sarısı beyazı ile karışmamış haldedir. Bayatladıkça yumurtanın sarısının etrafındaki zar zayıflar, çabuk dağılır hal alır.